Protez tedavisi, diş hekimliğinin kayıp dişlerin yerine yapay dişler yerleştirerek ağız fonksiyonlarını ve estetiğini restore etmeyi amaçlayan önemli bir dalıdır. Bu tedavi, tek bir dişin eksikliğinden tam dişsizliğe kadar geniş bir yelpazedeki vakalarda uygulanabilir. Protez tedavisi sadece estetik kaygıları gidermekle kalmaz, aynı zamanda çiğneme fonksiyonunu iyileştirir, konuşma problemlerini çözer ve yüz yapısının korunmasına yardımcı olur.
Diş kaybı, çürükler, periodontal hastalıklar, travma veya genetik faktörler gibi çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir. Tedavi edilmeyen diş kayıpları, zamanla çene kemiği erimesine, kalan dişlerin kaymasına ve yüz yapısında değişikliklere yol açabilir. Ayrıca, beslenme sorunları ve sosyal problemlere de neden olabilir. Protez tedavisi, bu olumsuz etkileri önleyerek hastanın yaşam kalitesini artırır. Modern protez tedavileri, doğal görünümlü ve işlevsel sonuçlar elde edilmesini sağlayarak hastaların özgüvenini yeniden kazanmalarına yardımcı olur.
Sabit protezler, ağızda kalıcı olarak yerleştirilen ve sadece diş hekimi tarafından çıkarılabilen restorasyonlardır. Kronlar ve köprüler, en yaygın sabit protez türleridir. Kron, hasar görmüş veya zayıflamış bir dişin üzerine yerleştirilen kapak benzeri bir restorasyondur. Köprüler ise, bir veya daha fazla eksik dişin yerine geçmek üzere komşu dişlere sabitlenen protezlerdir.
Sabit protezler genellikle porselen, zirkonya veya metal destekli seramik gibi dayanıklı malzemelerden yapılır. Kron ve köprü yapımı süreci, dişlerin hazırlanması, ölçü alınması, geçici protezlerin yapılması ve son olarak kalıcı protezin yerleştirilmesi aşamalarını içerir. Modern CAD/CAM teknolojileri, daha hassas ve estetik sabit protezlerin üretilmesine olanak tanır. Sabit protezler, doğal dişlere en yakın görünüm ve işlevi sağlar, ancak sağlıklı komşu dişlerin varlığını gerektirir.
Hareketli protezler, hasta tarafından takılıp çıkarılabilen protez türleridir. Parsiyel protezler, bir veya birkaç dişin eksik olduğu durumlarda kullanılırken, tam protezler tüm dişlerin kaybedildiği durumlarda tercih edilir. Parsiyel protezler genellikle metal veya esnek bir materyal iskelet üzerine yerleştirilen yapay dişlerden oluşur ve ağızda kalan doğal dişlere tutunarak sabitlenir.
Tam protezler, tüm dişlerin ve diş etlerinin yerini alan, akrilik veya benzeri malzemelerden yapılan protezlerdir. Bu protezler, vakum etkisi ve kas kontrolü ile ağızda tutunur. Hareketli protezlerin avantajı, daha az invaziv olmaları ve genellikle daha düşük maliyetli olmalarıdır. Ancak, sabit protezlere göre stabilite ve çiğneme etkinliği açısından dezavantajları olabilir. Modern hareketli protez teknikleri, daha konforlu ve estetik sonuçlar elde edilmesini sağlar. Özellikle implant destekli hareketli protezler, geleneksel hareketli protezlere göre daha iyi stabilite ve fonksiyon sunar.
İmplant destekli protezler, diş hekimliğinde çığır açan bir gelişmedir. Bu protezler, çene kemiğine yerleştirilen titanyum implantlar üzerine sabitlenen yapay dişlerdir. İmplant destekli protezler, tek diş eksikliğinden tam dişsizliğe kadar geniş bir yelpazede kullanılabilir. Bu protezler, doğal dişlere en yakın görünüm, his ve işlevi sağlar.
İmplant destekli protezlerin en büyük avantajı, çene kemiğini koruması ve stimüle etmesidir. Bu, kemik erimesini önler ve yüz yapısının korunmasına yardımcı olur. Ayrıca, komşu sağlıklı dişlerin zarar görmesini önler. İmplant destekli protezler sabit veya hareketli olabilir. Sabit implant protezleri, vidalarla implantlara sabitlenir ve sadece diş hekimi tarafından çıkarılabilir. Hareketli implant protezleri ise, implantlara bağlı özel ataşmanlarla tutunur ve hasta tarafından çıkarılıp takılabilir. İmplant tedavisi, uzun vadeli bir çözüm sunar ve uygun bakımla ömür boyu dayanabilir.
Protez diş hekimliğinde kullanılan malzemeler ve teknolojiler sürekli gelişmektedir. Geleneksel metal destekli seramik protezlerin yanı sıra, tam seramik ve zirkonya gibi metal içermeyen malzemeler giderek daha fazla tercih edilmektedir. Bu malzemeler, daha estetik ve biyouyumlu sonuçlar sağlar. Ayrıca, PEEK (Polietereterketon) gibi yeni nesil polimerler de protez yapımında kullanılmaya başlanmıştır.
Dijital teknolojiler, protez tedavisinde devrim yaratmıştır. Ağız içi tarayıcılar, geleneksel ölçü alma yöntemlerinin yerini almaya başlamıştır. CAD/CAM (Bilgisayar Destekli Tasarım/Bilgisayar Destekli Üretim) sistemleri, daha hassas ve hızlı protez üretimine olanak tanır. 3D baskı teknolojisi, özellikle geçici protezlerin ve cerrahi rehberlerin üretiminde kullanılmaktadır. Bu teknolojik gelişmeler, daha kişiselleştirilmiş, uyumlu ve estetik protezlerin üretilmesini sağlarken, tedavi süresini de kısaltmaktadır.
Protez bakımı, protezlerin ömrünü uzatmak ve ağız sağlığını korumak için kritik öneme sahiptir. Sabit protezler, doğal dişler gibi günlük fırçalama ve diş ipi kullanımı gerektirir. Hareketli protezler ise her yemekten sonra temizlenmeli ve gece boyunca özel temizleme solüsyonlarında bekletilmelidir. Düzenli diş hekimi kontrolleri, protezlerin durumunu değerlendirmek ve gerekli ayarlamaları yapmak için önemlidir.
Uzun dönemde, protezlerin başarısı birçok faktöre bağlıdır. İyi bir ağız hijyeni, düzenli kontroller ve uygun kullanım, protezlerin ömrünü uzatır. Sabit protezler genellikle 10-15 yıl dayanabilirken, implant destekli protezler uygun bakımla ömür boyu kullanılabilir. Hareketli protezler ise genellikle 5-7 yılda bir yenilenmelidir. Çene kemiği ve yumuşak dokuların zamanla değişmesi nedeniyle, protezlerin periyodik olarak kontrol edilmesi ve gerektiğinde yenilenmesi önemlidir. Düzenli bakım ve kontroller, protezlerin fonksiyonel ve estetik açıdan optimum performans göstermesini sağlar.